"Sıradan halk savaşır ve toprağı işler, diğer ağır işleri yapar. Orta tabaka ticaret yapar, bina inşa eder ve düşünür. Asiller toprak sahibidir ve diğerlerine kabadayılık taslar. Saray mensupları ise... Ne işe yaradıklarını unuttum."
Joe Abercrombie'nin en önemli eserlerinden biri olduğunu söylersem, abartmış olmam. Evrenin derinliklerine, Dokuzparmak Logen'ın içsel yolculuğuna dış dünyanın etkileri ile giriyoruz. Ailesini, köyünü (klanını) kaybetmiş olan yıkık bir adamın, geriye kalan tek tutanağı olan arkadaşlarından da ayrılması onu içten içe bitiren bir kabusa dönüşmüşken, bir de dünyanın mahvolmuş ve kaotik haliyle oldukça melankolik bir dönüşüm yaşar. İki yönlü karakteri sebebiyle pek seveni de olmayan bu adamın hayatta kalmaktan ve yaşamaya gayret etmekten başka bir amacı kalmamıştır artık.
Birçok kişinin favori karakteri, Sand dan Glokta... Kötürüm kalmış, eski asker. Büyük zaferler kazanmış, ittifakın gururu olmuş, ancak son savaşta esir düşmüş ve terk edilmiş bir adam. Esir kalmadan önce de büyük bir asker olarak çok acılar çeken, arkadaşlarını kaybeden ve büyük sorumlulukları üstlenen bu adam, esaret yıllarında hem zihinsel hem de fiziksel olarak tarifsiz acılar çekmişti. Jezal gibi yeni yetmelerin akıllarının bir karış havada olması ve korkaklıkları onu çileden çıkaran şeylerden sadece en masumuydu. Esaret sonrası İttifak Engizisyonu'nun bir numaralı adamı olma konusunda hırsları olan Glokta, yaklaşan savaşta her bir adımını dikkatli atmalıydı. Peki, ama bu yozlaşmış İttifak yönetimi veya Jezal gibi savruk ve korkak askerlerle bu nasıl olacaktı?
Mecusların İlki, Kadimlerin Şahidi, Yüce İlim Ustası Bayaz sahneye çıkmak için bir yerlerde zaman geçiriyor dersek, pek de yanlış olmaz. Pişmanlıklarla dolu asırlar ve hüzün dolu bekleyişler onu zayıf mı kılmıştı? Yoksa içten pazarlıklı ve çıkarlarını öne çıkaran hamleleri sebebiyle yaşadığı pişmanlıklar aslında bir illüzyon muydu? Ya seversin ya da nefret edersin. Bayaz budur.
Ferro Maljinn isyankarlığın ve korkunun sembolü bir kişilik aslında. Hem korkutan hem de korkan... Yaşadığı acı dolu yılların intikamı için yanıp tutuşurken, mantıklı kararlar almak konusunda pek bir derdi olmayan ham bir güç. Kendisinin ne kadar özel olduğu hakkında pek bir fikri yok. Gurkullar'ın elinden kaçan, ama yine de onlara gitmeyi kafasına koyan vahşi bir kadın. Vahşi olmak için de pek çok sebebe sahip.
Öyle bir kitap okuyacaksın ki, sevgili okur... İyi ve kötü arasında çok da fazla fark yok. Gri ve tonlarında toz bulutu içinde önünüzü görmeye çalışacaksınız. Dark Fantasy ve Historic Fantasy diyebileceğimiz bir serinin ilk kitabı. Karakter gelişimlerinin başladığı ve evrenin kurallarına hakim olmaya başlayacağınız acımasız bir evrenin ilk teması aslında. Game of Thrones sevenlerin çok seveceği bir kitap. Tarz olarak beklentini buna göre ayarlarsan, Abercrombie'nin kalemini çok seveceksin.
Karanlık ruhların, ölü yiyenlerin ve eski Tanrılar'ın hüküm sürdüğü kaotik bir döneme yolculuk yapmak ne kadar gerçekçi olabilecekse, o kadar gerçekçiydi. Kimseye güvenemediğiniz, kimseye güvenmemeniz gereken tekinsiz bir dünyada hayatta kalmaya çalışacaksınız.
Serinin ilk kitabı olan "Bıçağın Kendisi"nin Goodreads'te 4.20 aldığını da belirteyim. Bu ortalama, bir ilk kitap için çok iyi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder