28 Şubat 2023 Salı

EJDERHA MIZRAĞI DESTANI #1 GÜZ ALACAKARANLIĞI EJDERHALARI


"Eğer dünyadaki büyük şeylere yakından bakacak olursan, bunların bir araya gelmiş ufak şeylerden oluştuğunu görürsün. Ve bütün farkı yaratan da küçük değişikliklerdir."

"Ben bir sonraki nefesimi alıp alamayacağıma bile emin değilim. Ölüm, insan yaşamının en büyük katiyetidir Tanis."


Dungeons and Dragons evrenini seven herkesin mutlaka kitaplığında olması gerektiğini düşündüğüm bir eser. Ejderha Mızrağı serisinin ilk kitabı olmakla birlikte bu evreni merak edenler için de giriş kitabı niteliği taşıyor. Karakter gelişimleri ile dikkat çektiği gibi, olay örgüsü bir an olsun sıkmıyor. Çok ama çok sürükleyici. Beklemediğiniz gelişmelerin olduğu, dikkatinizi bir an olsun kendisinden uzaklaştırmayacak bir "öte dünya".

"Epic fantasy" sevenler için nokta atışı. Ancak "historical" ya da "dark" fantasy seviyorsanız beklediğinizi bulamazsınız. Kadim Kanunlar veya Taht Oyunları serilerindeki entrika ve gerçeklik içinde yoğurulmuş fantastik bir evren burada yok. En başta bunu söyleyelim. Birinci kitaba göz atacak olursak, en başta söyleceğimiz şey D&D evreninin kurallarıyla yoğurulmuş bir kitap okuyacağınıza emin olabilirsiniz. Oyunlara aşina olanlar, bir RPG oyunundan ne bekliyorlarsa bu kitapta bulacaklar. Karakterlerin yaşadıkları duygu yoğun olaylar silsilesi ve mücadeleler, onların yetenek ağacını büyütürken gittikçe güçlendiklerini göreceksiniz. Ne kadar güçlenseler de, bu onların yenilmez karakterler veya asla kaçmayı düşünmeyen cesur yürekler oldukları anlamına gelmeyecek. Kötüler var, bir de iyiler. Ha! Bir de ne olduğunu kolay kolay anlayamayacağınız bir karakter var ki, benim favori karakterim. Raistlin! 

O zaman Raistlin ile başlayalım. Biliyorsunuz ki, sürprizleri bozmamak için hikayeyi örseleyecek bilgiler vermeden, kısa geçişler yapıyorum. Raistlin, bir büyücü. Gücü arzulayan, kimseye güven duymayan ve tutkulu olduğu şey uğruna her şeyi feda edebilecek bir adam. Herkese anlamsız ve yanlış gelen davranışlarının asıl motivasyonu okuyucuları ikiye bölebilir.

Caramon, Raistlin'in kardeşi. Çok zeki değil, işin o kısmını Raistlin hallediyor. Ancak çok güçlü ve merhamet sahibi. Özellikle kardeşine çok bağlı olan bu adam, savaştan çok hoşlanıyor. Oyun dilinde kendisine "tank" diyebiliriz.

Tanis Yarı-elf. Arkadaşları tarafından sözü dinlenen ve sonsuz güven duyulan bu adamın kendisi bile bunun sebebini bilmiyor. İnsan babası, elf annesine tecavüz etmiş ve Tanis doğmuş. Onu elfler yetiştirmiş. Kendisine hiçbir yere ait hissedemeyen bu adamın içinde çok büyük yol ayrımları var ve verdiği her karar değer verdiklerini etkileyebilecek bir pozisyonda. Elf kanından olsa gerek, okçuluk yeteneği insanlarınkinden üstün.

Flint, yaşlı ve aksi bir cüce. Ömrü mücadelelerle geçen bu tepe cücesinin artık yorulduğunu biliyoruz, ancak Tanis'i ve az sonra bahsedeceğimiz kender Tasslehoff'u çok sevdiğinden onları kıramıyor. Kıramazken de aslında benim hissettiğim şuydu ki, motivasyonu onları korumak üzerine. Ne kadar başarabilirse. Atlardan ve kayıklardan nefret ediyor.

Kender ırkına ait hırsızımız Tasslehoff Burffoot ise bu serinin mizahının başrol üyesi. Esprileri, yalanları veya kurnazlıkları o kadar yerinde ve güzel yazılmış ki, mizah seviyesi asla baymıyor. Üstelik kitabın içindeki karanlık veya korku dolu maceralardan da hiçbir şey götürmüyor. Bu güzel yedirilmiş ve yer yer güldüren mizah seviyesi de okurların Tasslehoff'a sempati duymasına sebep oluyor. Uzun zamandır beni bu kadar güldüren başka bir karakter olmamıştı. Serinin en renkli karakteri!

Nehiryeli ve Altınay ise barbar kabilelerden birinden gelen iki sürgün. Onların hikayesi okurken bana Tolkien'in epik aşk hikayelerini anımsatmıştı. Hiç beklemedikleri anda, beklenmedik olayların merkezinde yer alacaklar.

Sturm. Geleneklerine bağlı, şövalyelik kurallarına sıkı sıkıya uymaya niyetli ve babasının yadigarı zırhıyla kılıcını kuşanmış bir sürgün sayılır o da. Güç bakımından Caramon'dan aşağı değil. Hayat görüşü için çok katı veya dar bakış açılı diyenler de olacaktır, onun erdeminin sonsuzluğu, cesareti ve doğru bildiği yolda emin olduğu için birçok hayranı da olacaktır.

En başta dediğim gibi, epic fantasy sevenler ve hatta Dungeons and Dragons sevip de bu seriyi okumamış olanlar, henüz okumamışlarsa çok şey kaçırıyorlar. Önlerinde bir hazine var. Olayların altyapısının hazırlanışı ve karakterlerin gelişim evrelerinin mantıklı bir sürece oturtulması okuyucuyu metne bağlıyor. Her karakterin gelişimi, onun huyları ve ırkıyla da bağlantılı olduğundan yaşadıklarından etkilenmeleri ve değişmeleri de kendisini tekrar eden bir döngüye girmiyor. 

Bazı karakterler ise birinci kitapta bulunsalar da, bilerek bahsetmedim. İkinci kitaptan konuşurken bu karakterlere değinmek daha güzel olacak diye düşünüyorum.

İlk kitabın Goodreads'teki ortalama puanı ise 4.00


14 Şubat 2023 Salı

GOBLİN KRAL



"Üstünden sular seller geçmiş şeylere odaklanmaktansa, yeni köprüler inşa etmek daha iyi."

Sıradaki fantastik romanımız, Locus En iyi Fantezi Ödülü sahibi. Ayrıca Nebula En İyi Roman Ödülü Adayı ve Dünya Fantezi Ödülü En İyi Roman Ödülü Adayı bir kitap. 

Katherine Addison, kitabında fantastik öğelere bağlı kalsa da, fantastik edebiyat denilince aklımıza gelen cinste bir kitap yazmamış. Karanlık düşmanlar, büyük güçlere sahip silahlar, büyücüler, ejderhalar vs. beklentisi ile alınırsa, beklentinin dışında kalır ve kitaba haksızlık yaparsınız. Ortaçağ öğelerinin bulunduğu ve ortaçağdan günümüze kalmış bazı geleneksel davranışları eleştirel gözle okuyucularına aktaran Addison, aynı zamanda masalsı bir dil kullanmış. Büyük savaşlardan ve kahramanlık öykülerinden ziyade saray entrikalarına ve bazı kalıplaşmış normların engel teşkil ettiği atılımların kaderlerine ağırlık veren bu kitapta, elf ülkesinde yarı elf-yarı goblin olan sürgün bir prensin yükselişini göreceğiz. 

Post apokaliptik dönemlerin sembolü haline gelmiş zeplin kullanımının olduğu ve Ortaçağ dönemsel öğeleri ile harmanlanmış bir kurguda, gelenekçilerle yenilikçilerin öne geçme yarışına şahit olacağız. Gelenekçilerin kraliyette hakim olduğu bir düzende, herhangi bir gelenekten ve kast sisteminden habersiz olan ve pek de hazzetmeyen naif bir veliahtın tahta geçtikten sonraki hamlelerini izlerken yer yer tebessüm edeceğiz. Okurlara şunu söyleyebilirim, masalsılık öyle bir boyutta ki, ırkından dolayı hor görülen bir sürgünün başına gelenleri hayal ederken beklediğiniz o ağır travmalar, kötücül hamleler bu kitapta olmayacak. 

Babasının sır ölümünü araştırırken, annesinin özlemini çekmek ve politikayla entrikanın birbirine geçtiği bir sarayda hayatta kalmaya çalışmak naif kral Maia'nın önceliği olacak. Kitabı okurken en çok dikkatimi çeken olaylardan biri de, herkesten özür dileyebilmeyi kendine görev edinen Maia'nın bu konu hakkında uyarılması ve ardından uğradığı şaşkınlıktı. "Hükümdar özür dilemez!" düsturu ile Maia'ya öğüt verenlerin, en çok da melezliğinden dolayı ondan hoşnutsuz olması ve yeni hükümdarın altını oymaya çalışmaları ve Maia'nın buna karşılık hiç tanımadığı kişileri tanımaya çalışarak müttefik edinme arayışları... Sembolik anlamlar taşıyan bu hareketler Maia'nın da okuyucu gözündeki değerini arttıracak. Kadınların, ülkeler arası ittifak oluşturabilmek için birer evlilik aracı olarak kullanıldığı dönemlere de el atan bazı olay örgüleri, Maia'nın beklenmedik hamleleri ile ilginç bir hal alıyor. Karakter gelişimi Maia özelinde çok güzel işlenirken, yan karakterler sadece birer araç niteliği taşıyor. 

Tasvirler sınırlı şekilde anlatılıp, gerisi hayal gücünüze bırakılıyor. Yolların, sokakların ve sarayın mimari yapısı hakkında hayal gücünüz ile destekleyebileceğiniz kesin olmayan çizgiler çiziliyor. Bir yer tasvirlenirken, devamını siz şekillendirebiliyorsunuz. 

Goblin Kral, Goodreads'te 4.07 ortalama puana sahip.

Kitaptan alacağınız keyif, beklentiniz üzerine şekillenecek. Eğer, epik savaş sahneleri ve detaylı karakter gelişimleriyle büyük maceralar beklemiyorsanız, saray entrikaları ve belirli kuralları koruyanlar ile değiştirmek isteyenlerin mücadelesine şahit olmak istiyorsanız bu kitap size masalsı ve hoş bir yolculuk sunacak. 


3 Şubat 2023 Cuma

KADİM KANUNLAR SERİSİ #3 KRALLARIN SON ÇARESİ



"Her dakikası son dakikası olabilecek biri küçük şeylere sevinmeyi bilmeliydi."

Üçüncü kitapta yer gök savaş ile inliyor. Kuzeyden Bethod, güneyden Uthman-ul-Dosht İttifak'ı sıkıştırıyor. Bayaz planlarının son aşamalarında, ancak hiç beklemediği olaylar zinciri onu yeni hamlelere itiyor. Arka planda ilerlettiği sürece zarar vermemek için geçmişte yaptığı hatalarla yüzleşmek zorunda...

Dokuzparmak Logen hiçbir soylu İttifak üyesinin muktedir olamayacağı bir ayrıcalığa sahipti. Eski dostu Bethod'u alt edebilecek tek kişi olması... Ancak birden fazla kişiliğe sahip eski bir klan lideri, şimdilerin kiralık askeri olan bir adama ne kadar güvenilebilirdi ki?


Glokta hiç beklemediği bir olaylar zincirinin içinde cehennemi yaşarken, güvenebileceği tek şey vardı. Şantaj ve işkence. 

Burada şöyle bir gerçek var ki, Glokta'nın hiç hoşlanmadığı Bayaz ile yaşayacağı sohbetler okuyucuyu cidden çok şaşırtacak

İttifak iki farklı düşman tarafından kuşatılmış durumdayken, bu yozlaşmış yönetimin başında olduğu ülke bu işin içinden sadece bir kişi sayesinde kurtulabilir. O kişi de Bayaz. Ancak onun yöntemleri çok tehlikeli ve pek de güvenilir bir adam değil. İlk Kanun'u çiğnemek kadar tehlikeli bir durum yok. Peki ama İttifak nasıl kurtulacak? Abercrombie tüm noktaları bu son kitapta öyle dahice birleştiriyor ki, geriye hiçbir soru işareti kalmıyor. 


Kitapta Korkunç Fenris, Mamun gibi karanlık ve antik karakterler de var. Bu karakterler de hikayeyi yan karakterlerle birlikte zenginleştiriyorlar. Kanlı Dokuz Logen, Bayaz, Luthar ve Glokta gibi oturmuş ana karakterlerin ekseninde dönen olaylar zinciri, yan karakterlerin bu karakterlerin içinde bulunduğu olayları zenginleştirmesiyle sürükleyiciliği zirveye çıkarıyor.

Kimse beyaz değil, siyah da değil. Her karakterin kendi motivasyonu var. Üçüncü kitapta hepsi kendi olaylarının onları getirdiği noktayı yaşıyor. Ama iyi ama kötü... 

Kralların Son Çaresi, Goodreads'te 4.32 gibi çok başarılı bir ortalama puana sahip. 

Arthas: Lich King’in Yükselişi

Christie Golden WoW dünyası için biçilmiş kaftan olan fantastik edebiyat yazarlarından dersek abartmış olmayız. Bu dünyanın en önemli karakt...